AN‘da kalmak vurdumduymaz olmak demek değildir. AN’da kalmak yaşadığın AN’ın tadını çıkarıp alınması gereken mesajları alabilmektir.
Her AN aslında bir önceki AN’ın geleceği ve bir sonraki AN’ın geçmişidir. Bu nedenle AN’da kalmak yaşadıklarımızın farkındalığına varmak ve hissettiklerimizi yaşayarak geçirdiğimiz süreçtir.
Birçok insan kendisiyle baş başa kalmaktan pek hoşlanmaz. Çünkü kendisiyle baş başa kalan insan o AN’ın farkına varır ve yalnız olmanın derinliğini yaşar. Bu durumda geçmişle ya da gelecekle baş başadır. Çünkü geçmişte anılarımız, gelecekte ise beklentilerimiz ve hayallerimiz vardır. AN ise ikisini de dışlar.
İnsanının kendi ile baş başa kalıp yüzleşmesi yani kendini tanıması gerekir. İnsanın kendini tanıması ve yüzleşmesi bilinçaltında bastırılmış olan sıkıntılarından, korkularından ve karamsarlıklarından kurtulmasını sağlar. Başka bir deyişle farkında olmayı sağlar. Farkında olmak ise AN’da yaşamaktır. Hareketlerin, mimiklerin, durumu olduğu gibi görmek, sözlerin farkında olmak…
Beklentilerimiz gelecekle, saplantılarımız ise geçmişle ilgilidir. Bu tip düşünmeye o kadar alışmışız ki! Oysa AN’da yaşadığımız da ne geçmişin takıntıları ne de geleceğin beklentileri aktif durumdadır. AN ’ın farkına vararak yaşadığımızda kendimiz ile her an karşılaşır ve durumu olduğu gibi görürüz. Durumu olduğu gibi görmek, anlamak ve gerekeni yapmak bizi daha az olumsuz etkiler. Eğer mutlu, keyifli, zevk içindeysek, o AN’ı yaşıyoruz demektir.
Ölü Ozanlar Derneği Filmindeki söylendiği gibi ‘AN ’ı yaşa, yarın için değil bugün için yaşa.’
Evet, AN’ı yaşamak, aslında bütün bedeninle bu AN ’da olmak demektir. Zihninle, bedeninle, ruhunla, beş duyunla kendini tamamen bu AN ’a getirmektir. Bu nedenle şu an bulunduğunuz yerden başka bir şey düşünmeyin. Ne yarın yapacaklarınızla ilgili endişelerinizi ne de geçmişle ilgili olumsuzlukları. Hepsini olduğu yerde bırakın. Geçmişinizi unutmayın oradan aldığınız dersler ve tecrübeleriniz size yol gösterecektir. Geleceğinizle ilgili her zaman hedefleriniz olsun ama bunları AN’a sıkıştırarak sizi mutsuz etmesine izin vermeyin.
İşte bu nedenle diyorum ki ‘ Hayat bir AN’dır o da bu AN’dır’